Aziz Isa Elkun
Tercüme Erol Özdemir Türkçe
3 Kasım 2017’de Aramızdan ayrılıp, bizi bu elemli dünyada bırakarak uçmağa varan, ruhu şad bulan sevgili babama:
Birden dindi parlaklığı bir yıldızın hayat ağacında
Melekler ayetlerle uğurladı cennete
Bu son yolculuğa çıkarken, tabutuna omuz veremeyen Oğlun Elkun
“Sevgili Babam” diye sesleniyor sana:
Ektiğin gümüş kavaklar bir yoksul gibi çırılçıplak
Bu Sonbaharda, sen gittiğinde döktüler yapraklarını
Tadına bakamadığın üzümler sen gidince olgunlaştı.
O çalışkan ellerinle besleyip büyüttüğün
Ağıllarından meleyerek seni çağıran kuzular, öksüzler
Sabahları Horozlar bile matemli bir sessizlikte gidişine
Yoksun, ocağımızın direği yoksun, sen gidince.
Göğümün üstüne ağır karanlık bulutlar çöktü
Her sabah beklediğim güneş doğmadı bugün
Sen ay gibiydin ruhumu aydınlatıyordun
Şimdi gündüzüm kapkara bir gece oldu.
Sen öyle bir babaydınki bu küçük köyde
Çölde bir vaha açtıran emeğini göremeden,
Torunun bilgi denizine yelken açarken
Seni Büyükbaba diye çağırdığını duyamadan gittin.
Ey parmakları çalışmaktan yeşile dönmüş bahçıvan Babam,
Kim budayacak Dikenler uzadığında?
Hastalarının hem doktoru hem meleği olan babam
Kim bu kederli kalbimin yokluğunda teskin edecek?
Tabutunda ebedi istiratgahına giderken
Yanında olamadığım için seni omzumda taşıyamadım
Toprağa karışan bedenine üç avuç toprak olsun atamadım
Çoktan Aramızdan ayrıldığın o saatlerde dostların son vedalarını ederken.
Senin kaybetmenin üzüntüsünden ruhum ızdırap içinde yanıyordu
Bırak, seni son bir kez göremeyen oğlun Elkun ağlasın
Çok sevdiği babası can kuşunu uçurdu
Bırak ağlasın hüznüne çare bulamayan oğlun, ağlasın ardından kederli gözlerle…
8 Kasım 2017, Londra
________________________________________________
Ingilizce çeviri: http://www.azizisa.org/en/father/
Uygurca orijinali: http://www.azizisa.org/atijan/